Ksantelazma, her iki göz kapağında değişik büyüklükte yağ birikintisi oluşan bir hastalıktır. Küçük bir nokta şeklinde başlar ve zamanla genişleyerek derinleşir.
Bu sorun, kolesterol metabolizmasıyla yakından ilişkilidir. Bu nedenle yüksek kan kolesterol düzeyine sahip olanlarda daha sık görülür. Tedavi sürecinde, kan kolesterol ve lipid seviyelerinin test edilmesi ve bir iç hastalıkları uzmanının önerilerinin alınması önemlidir.
Ksantelazma için göz kapağında yağ bezesi, göz kapağında yağ kisti gibi tanımlamalar da kullanılmaktadır. Milia ayrı bir durumdur ve hepsi aynı sorunun farklı isimleridir.
Ksantelazma genetik olarak aktarılmaz, ancak genetik yatkınlık söz konusudur. Eğer bir kişide ailede varsa, diğer kişilerde de görülme olasılığı vardır.
Ksantelazma Nedir?
Asıl yazılış şekli “xanthelasma”dır. Türkiye’de ise “ksantelezma” veya “ksnatolezma” olarak adlandırılmaktadır. Türkçe karşılığı ise “göz kapağında yağ birikmesi” veya “göz kapağında yağ kisti” olarak ifade edilir. Genellikle üst göz kapağının orta hatta yakın bölgelerinde görülür, ancak nadiren alt göz kapağında da görülebilir. Deri altında ince bir yağ tabakasının birikmesini temsil eder.
Aslında bir tür yağ kistidir, ancak tipik kistlerden farklıdır. İçerik olarak yağ kistlerine benzer bir içeriğe sahiptir, ancak yağ kistlerinden farklı olarak misket gibi yuvarlak değil, 2-3 milimetrelik tabakalar halinde yaygın bir şekilde bulunur. Diğer taraftan, yağ kistlerinde kapsül bulunurken, ksantelazma da kapsül içermez. Bu durum, tedavisini farklılaştırır. Yani tedavisi lipom veya yağ kistlerinden farklıdır ve kendine özgü bir tedavi gerektirir.
Göz Kapağı Yağ Bezesinde Uygulanan Tedaviler Nelerdir?
- Cerrahi olarak kesip alma
- Radyo frekansla buharlaştırma
- Koterle yakma
- Lazerle yakma
Ameliyat
Göz kapağı yağ bezesi tedavisi daha çok teknolojik donanıma sahip olmayan ve ameliyatsız yöntemleri bilmeyen kliniklerde uygulanmaktadır. Ancak bu yöntemlerde deri azaldığı için tekrar ettiğinde yeniden tedavi etmek mümkün olmayabilir.
Ksantelazma tedavisi genellikle üst göz kapağı sarkan kişilerde ve alt göz kapağında torbalanma olanlarda tercih edilir. Normal göz kapağı yapısına sahip olan ve alt göz kapağında torbalanma olmayan kişilerde bu tedavi yöntemi uygulanmaz.
Üst göz kapağındaki yağ bezeleri bölgesel olarak uyuşturularak neşterle kesilerek alınır. Alt göz kapağında ise narkoz gerekebilir. Cerrahi işlem sonrasında Kutalin Krem kullanılabilir.
Koter Uygulaması
Koter yöntemi, elektrikle dokuyu yakmak amacıyla kullanılan bir cihazla gerçekleştirilir. İşlem bölgesel olarak uyuşturulduktan sonra yağ dokusu yakılır. Ancak bu yöntem derin yanıklara neden olabileceği için dikkatli olunmalıdır. İşlem sonrasında açık bir yara oluşur ve bu yaranın bakımı yapılmalıdır. Kutalin Krem kullanımı, daha hızlı bir iyileşme süreci sağlayabilir.
Lazerle Ksantelazma Tedavisi
Lazer, taşıdığı enerjiyi ısıya dönüştürerek yağı yakar. Ancak, lazerin kullanımı sırasında göze ve özellikle retinaya zarar verme riski bulunmaktadır. Bu nedenle, lazer uygulaması yapılırken çok dikkatli olunmalıdır. Retinaya temas etmesi durumunda, körlük gibi ciddi sonuçlar ortaya çıkabilir.
Radyo Frekans Uygulaması
Radyo frekans yöntemiyle yağ tabakası, radyo dalgalarının yardımıyla eritilir. Eritilen yağ, gazlı bir bezle silinerek dokudan uzaklaştırılır. İşlem sırasında temiz bir zemin elde edilene kadar, yağlı dokunun tamamı uzaklaştırılır. Radyo frekans yöntemi diğer yöntemlere kıyasla daha güvenilir ve başarılıdır, çünkü 0.1 mm kadar ince bir tabaka kontrolü yapılabilir.
Radyo frekansla yağ tabakası eritildikten sonra açık bir yara oluşur. Açık yaranın iltihap riskini azaltmak, iz kalmasını engellemek ve iyileşmeyi hızlandırmak için günde 3-4 defa Kutalin Krem kullanılmalıdır. Bu şekilde, yaranın sağlıklı bir şekilde iyileşmesi sağlanır.
Ksantelazma Tedavisi Sonrası İz Kalır mı?
Deride yapılan herhangi bir işlem normalde iyileşme dokusuyla kapanır ve bu iyileşme dokusu iz olarak görülebilir. Ancak Kutalin Krem kullanıldığında, gözle fark edilebilecek şekilde iz oluşması engellenir. Kutalin Krem, iyileşmeyi hızlandırır, iltihap riskini azaltır ve izlerin oluşmasını engeller. Böylece, işlem sonrası daha estetik ve izsiz bir iyileşme sağlanır.